Yazar: 
Aquon One, 100kW’lık ikiz motorlarını çalıştırmak için elektrik üreten ve ayrıca teknenin içinden geçtiği sudan yakıt hücreleri için hidrojen oluşturan çatı panelleri ile çalışan lüks bir güneş-hidrojen yatı.
Sistem, güneş, rüzgar ve hidrojen gücüyle dünyanın dört bir yanına seyahat edebilen ve şu anda Fransa’dan Japonya’ya giden Fransız Guyanası’nda bulunan sıfır emisyonlu Energy Observer araştırma teknesine benziyor. Aradaki fark, Aquon’un bir araştırma teknesi değil, dünyanın yeşil (fosil yakıtlar içermeyen) hidrojenden güç alan ilk eğlence katamaranı olması.
Ekibin misyonu “sürdürülebilir yatçılık ve gerçek bağımsızlığa öncülük etmek” ve Aquon One’ın hedefi, enerji üretiminden üretim malzemelerine, hatta atık suyun geri dönüştürülmesine kadar her iki açıdan da başarılı olan bir yat yaratmaktı.
68 fit (19,5 metre) katamaran 30 metrik tonluk bir deplasmana sahip ve her katamaran pontonunda bir tane olmak üzere 2 x 100 kilowatt elektrik motoruyla çalıştırılır. Yaşam alanları da dahil olmak üzere her şey, nihayetinde çatıdaki 64 metrekarelik (690 fit kare) güneş panellerinden güç alıyor. Elektrik hemen kullanılabilir, kısa vadede bir bataryada veya uzun vadede sıkıştırılmış hidrojen depolarında saklanabilir.
Çatıdaki monokristal fotovoltaik paneller, yaz aylarında 75 kWh / gün’den fazla bir çıkışla güneş ışığını elektriğe dönüştürür.
Bu elektriğin bir kısmı, tuzdan arındırılmış deniz suyunu oksijen (O) ve hidrojen (H2) gazına ayırmak için elektrolizde kullanılabilir. H2 300 bar’a (4,500 psi) sıkıştırılır ve yerleşik tanklarda depolanır.
Hidrojen yakıt hücreleri, hidrojeni atmosferik oksijenle “yeniden birleştirerek” motorları çalıştırmak için elektrik üretiyor, tek emisyon ise su (H2O). Ayrıca yakalanan ve teknedeki sıcak su beslemesini ve ısıtmayı kapatmak için kullanılan, üretilen bir miktar ısı da mevcut.
Güneş panellerinden gelen elektrik, aynı zamanda tahrik ve tekne içi kullanım için kısa süreli elektrik depolaması sağlayan lityum-iyon pilleri şarj etmek için de kullanılır.
Aquon lüks yaşam için yapılmış ve tasarımcıları tarafından “denizde bir çatı katı” ve “denizde akıllı bir ev” olarak tanımlanmış. Nesnelerin İnterneti (IoT) ve aleon’dan dijital sistemler uzmanı Armin Leonhardt, tasarım ve iç mimari cephesinde CGDW’den Christian Grande ve Martin Hesselmann ile BYD Group deniz mimarlarından Tià Simó’nun yer aldığı yaratıcı ekibin ayrılmaz bir parçasıydı.
Ana güvertede geniş yemek ve oturma odaları, tam donanımlı bir mutfak ve iki açık teras bulunmakta. Katamaran dubaları, en-suite banyolu yatak odaları ve dört misafir kabinine sahiptir. Flybridge, bar, ızgara, açık pişirme istasyonu ve on iki kişilik yemek alanı bulunan özel bir çatı terasıdır.
Akıllı buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, kurutucu ve diğer cihazlarla birlikte yüksek hızlı internet ve Aquon uygulamasıyla birbirine bağlanan toplam 250 metre karelik bir yaşam alanı vardır. Uygulama ayrıca otomatik pencere gölgelemesini, tavanlar ve merdivenlerdeki kısılabilir aydınlatmanın rengini ve yoğunluğunu kontrol eder ve yatın tüm işletim ve yaşam sistemlerini izliyor.
Yorumlar